Ana Sayfa Blog Sayfa 18

Dünyanın En Cool 5 Yapay Tırmanış Duvarı

0

Yapay tırmanış duvarı deyip geçmeyin. Bazen bu spor amaçlı duvarlar o kadar yaratıcı tasarlanabiliyor ki, kendinizi tırmanış yaparken bir anda sanki bir sıra dışı sanat eseri izliyormuş gibi hissedebiliyorsunuz.

Günlük hayatın keşmekeşi ve hızında artık eskisi kadar doğaya kaçma fırsatımız kalmıyor. Özellikle tırmanış gibi bir altyapı ve emek gerektiren bir spora ise bu işe tutkuyla bağlı olanlar dışında kendini adayan çok insan var.

Ama biz tırmanmayı seviyoruz ve her ne kadar bunu yerinde yapamasak da son 10 yılda oldukça popülerleşen hatta olimpik bir spora dönüşme yolunda olan yapay duvar tırmanışı imdadımıza yetişti. Şimdi gelin dünyanın dört bir yanından yaratıcı yapay tırmanış duvarlarına göz atalım.

Diga di Luzzone (İsviçre)

Diga di Luzzone, hem çalışan bir baraj hem de dünyanın en büyük yapay tırmanma duvarlarından biri!

1990’lı yıllarda sürgülü olan İsviçre’deki bu baraj, dünyadaki insan yapımı en büyük iki tırmanma rotasından birine ev sahipliği yapıyor. Luzzone barajının yanından yukarıya doğru kıvrılarak gelen bu duvar, 540 ayak ve beş adımlı bir canavar. Tırmanışçılar ilerledikçe, içbükey yüzeydeki duvar değişmeye başlıyor.  Duvar, yassı bir yüzeyle başlayıp dikey olarak evriliyor. Evet, burada sizi gerçekten de sürreal bir deneyim bekliyor.

Bu arada duvardan baraja atlamak isteyen ziyaretçilerin, ilk bölümden geçen merdiven için her bir anahtara 20 İsviçre Frangı ödemeleri gerekiyor.

Alice Harikalar Diyarında Tırmanma Duvarı (Japonya)

Sıkıcı tırmanma duvarlarından bıktınız mı? O zaman, mimari tasarım firması Nendo tarafından tasarlanan Japonya’daki ILLOIHA fitness kulübündeki tuhaf tırmanma duvarını inceleyelim.

Bu duvar ilk bakışta biraz tuhaf görünse de, dünyanın en ünlü hikayelerinden birine aşina olanlar için taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor.

Ünlü yazar Lewis Carroll’un yarattığı Alice Harikalar Diyarında’dan epey etkilenmiş gibi duran bu duvar hikayeden kimi detayları da içinde barındırıyor. Aynalar, halkalar, çerçeveler. Bir nevi edebiyatın içinde bir tırmanışa hazır olun deriz.

Excalibur Tırmanma Kulesi (Hollanda)

Bu duvar, Groningen’deki Bjoeks tırmanma merkezinde bulunan tırmanma kulesi Excalibur. 36 fit (11 metre) saçakları ve 121 fit (37 metre) uzunluğuyla dünyadaki en yüksek tırmanma kulesi olarak biliniyor.

Duvar özel bir kiriş sistemi ile tasarlanmış. 500 tonluk sağlam temeli sayesinde kasırgalara karşı bile sapasağlam durabiliyor. Fakat eğer profesyonel değilseniz duvarın tamamına tırmanmanıza izin verilmiyor.

Kampüs Tırmanma Duvarı (Hollanda)

İnsanlar gerçekten, Enschede Üniversitesi’ndeki yurtta bulunan bu duvara tırmanıyor. Yerel bir dağcılık kulübüne hediye olarak inşa edilen bu tırmanma duvarı binanın mimarisine dahil edilmiş.

Arons & Gelauff Architecten’in tasarımı olan bu duvar, yeni işleviyle, sadece dekoratif değil, binanın tasarımını da etkileyerek yapının son halini de şekillendiriyor. Bir nevi iç içe bir mimari söz konusu.

Silo Tırmanma Duvarı (Hollanda)

Amsterdam şehri, üç tane terk edilmiş atık su arıtma silosuyla ne yapılacağından emin değildi; bu yüzden de yetkililer bu siloları en iyi şekilde değerlendirme ve yeniden kullanıma sokma projesini belirlemek için bir yarışma düzenlemeye karar vermişler. Yarışmaya katılan projelerden biri, siloları inanılmaz bir tırmanma kulesi setine dönüştürmeyi teklif eden Amsterdam merkezli NL Mimarlık tarafından yapılmış. Ve evet, tahmin edebileceğiniz gibi yarışmayı kazandılar ve ortaya fena halde yaratıcı bu tırmanış duvarı çıktı.

Siloların içinde ve dışında tırmanma alanlarına ek olarak, proje çok amaçlı alanlar, ofisler, restoranlar ve diğer ticari alanları da içeriyor. Adeta atıl durumda olan bir yer nasıl ayağa kaldırılır dersi diye okutulsa yeridir.

Arçelik’in CEO´su Everest’e tırmandı

0

Arçelik CEO´su Hakan Bulgurlu dünyanın zirvesi olan 8 bin 848 metrelik Everest Dağı’na tırmandı. Yaklaşık dört hafta süren Everest tırmanışını tamamlayan Bulgurlu “Arçelik olarak, iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Everest Dağı tırmanışımızın bu konuda farkındalık yaratacağını ve insanları, üstlerine düşeni yapmaya teşvik edeceğini umuyoruz” dedi.

 

Arçelik iklim değişikliği mücadelesini Everest´in zirvesine taşıdı.  Sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde iklim değişikliğine dikkat çekmek için daha öne 2011 yılında Afrika´nın en yüksek noktası Kilimanjaro, 2017 ve 2018 yılında Avrupa´nın en yüksek dağı Elbrus ve Ocak 2019´da ise Asya kıtası dışında dünyanın en yüksek noktası olan Aconcagua´ya tırmanış organizasyonu gerçekleştiren Arçelik, bu kez dünyanın zirvesine ulaşmayı başardı. Arçelik CEO´su Hakan Bulgurlu´nun gerçekleştirdiği tırmanış, yaklaşık dört hafta sürdü ve 23 Mayıs 2019 tarihinde 8 bin 848 metrelik Everest zirvesine ulaşıldı.

“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELE İÇİN DAHA FAZLA VE KOLEKTİF ÇABA GÖSTERMELİYİZ”

Mevcut tahminler ışığında 2040 yılına kadar küresel sıcaklıkların ortalama 1.5 derece artabileceğinin öngörüldüğüne dikkat çeken Arçelik CEO´su Hakan Bulgurlu, “Küresel ısınma nedeniyle 2100 yılına kadar Himalaya Dağları´ndaki buzulların üçte ikisinin eriyebileceği tahmin ediliyor. Dünyamızın önünde oldukça kısa bir süre var. Bu nedenle, iklim değişikliğinin uzun vadeli etkilerini azaltmak için hızlı davranmalıyız. İklim değişikliği ile mücadele için daha fazla ve kollektif çaba göstermeliyiz. Arçelik olarak, iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Everest Dağı tırmanışımızın bu konuda farkındalık yaratacağını ve insanları, sorumluluk almaya teşvik edeceğini umuyoruz” dedi.

arçelik, bireyleri ve şirketleri, günlük işlerinde küçük değişiklikler yaparak iklim değişikliğiyle mücadele etmeye davet etti. Bu kapsamda Arçeliğin tavsiyeleri,

Bireyler için;

– Şirket ve hükumet liderlerini, iklim değişikliğiyle mücadelede cesur adımlar atmaya davet edin.

– Daha az et tüketip gıda israfından kaçınarak bilinçli tüketim yapmak.

– İhtiyacınız olmayan şeyleri satın almamak.

– Yeşil enerji çözümlerine geçiş yapmak.

– İklim çözümleri hakkında daha fazla bilgi edinin ve daha fazla tartışmaya katılmak.

İş dünyasındaki liderler için;

– Şirketinizde iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratın ve sürdürülebilirlik odaklı bir kültür oluşturmak.

– Şirketinizde karbon ayak izini azaltmak için net eylemler ve hedefler belirlemek.

– Çözümün bir parçası olan, sosyal fayda odaklı markalar yaratmak.

DHA

Dağcılık ve Beslenme

0

1 DAĞCILIK VE BESLENME 2007Hazırlayan: H.Çetin ÖZBAYRAM

2 DAĞCILIK ve BESLENMEBeslenme; Vücudun herhangi bir yolla kaybettiği ve yaşamını sürdürmesi için zorunlu olan temel besinlerin çeşitli yiyeceklerle yerine konulmasıdır.DAĞCININ BESLENMESİ:Dağcılık başka hiç bir sporda görülmeyen bir şekilde bütün vücudun çalışmasını gerektirir. Bu yüzden dağcı sadece çıkışlarda veya antrenman süresinde değil tüm yaşantısında beslenmesini doğru yapmalıdır. Bu ektrem olmayan dağcılar için de geçerlidir. Çünkü dağda basit bir yürüyüş bile beklenmedik bir olay sonucunda aşırı güç isteyen bir faaliyete dönebilir.Dağcı için beslenme teknikleri diğer sporculardan farklıdır. Çünkü; BESLENME ORTAMI DAĞDIR, YİYECEKLERİ KENDİ SIRTINDA TAŞIR VE PİŞİRMESİ ZORUNLUDUR.

3 BESİNLERİN VÜCUTTAKİ GÖREVLERİ ve METABOLİZMA
Enerji ihtiyacının karşılanması.Hücrelerin yenilenmesi, vücudun gelişmesinin sağlanmasına yardımcı olur.Hormon ve salgıların yapımı (bunlar metabolizma hareketlerini düzenler)BESİN KAYNAKLARIKarbonhidratlarYağlarProteinlerVitaminler ve Mineraller

4 KARBONHİDRATLARVücudun ana enerji ve ısı kaynağıdır. Günlük yiyecek tüketimimizin %50-65’ini oluşturmalıdır. Basit Karbonhidratlar (Şeker Grubu): Şeker, reçel, bal, rafine yiyecekler (hızla kana karışırlar) Kompleks Karbonhidratlar (Nişasta Grubu): Tahıllar, sebze, meyve, ekmek, makarna, patates (yavaş kana karışır). Doğal şekerlerin bulunduğu gıdalar; meyveler, sebzeler ve meyve/sebze sularıdır. Rafine şekerlerin bulunduğu gıdalar, beyaz kahverengi şeker, bal, reçel, kutu içecekler, kek ve bisküviler, konserve yiyeceklerdir. Doğal nişastanın bulunduğu gıdalar, işlemden geçmemiş tahıllar, esmer pirinç, makarna, patates, mercimek, nohut, fasulye, barbunya ve havuçtur. Rafine nişastanın bulunduğu gıdalar, beyaz un, beyaz ekmek, beyaz makarna, beyaz pirinç, kekler ve bisküvilerdir.

5 KARBONHİDRATLARGlisemik Endeks Karbonhitratların kan şekerini ne kadar yükselttiğinin göstergesi “glisemik endeks (GE)”tir. GE, yüksek karbonhidratlar kana tamamen ve hemen karıştıklarından kan şekerinde ani yükselişlere, ani insülün yanıtlarına yol açarlar. GE’i düşük olan bol lifli sebzeler, meyveler, kepekli ekmekler, işlenmemiş pirinçte bulunan glükoz dolaşım sistemine daha ağır ve daha küçük miktarlarda pankreas bezinden yoğun insülin salgılanmasına neden olmadan girer. Sonuçta kan şekerimizde ani oynamalar oluşmaz ve pankreas yorgun düşmez. Rafine tahılların, tatlılar grubunda yer alması metabolik açıdan doğrudur (bir kaşık pirinç=bir kaşık şeker). Dağcılar için en uygun karbonhidrat çeşidi,aktivite sırasında enerji elde reaksiyonunu uzun süreye yayarak sürekli enerji eldesi sağlayacak kompleks şekerlerdir.Kana direkt karışabilen tek karbonhidrat glikozdur.Karbonhidratlar vücudumuzda kaslarda ve karaciğerde glikojen olarak saklanır.Enereji gerektiğinde glikoza dönüşerek kana karışır.Vucudumuzun glikojen olarak enerji depolama kapasitesi 2500 kilokaloridir.800 kilokalorisi acil durumlar için kullanıma kapalıdır.1700 kilokalori kullanılabilir durumdadır.Bir dağcı 6-8 saat yürüdüğünde 6000 kilokalori harcar.(düz yürüyüş).Glikojen depoları günlük harcamaya yetmez.Belli aralıklarla desteklenmelidir.Ayrıca BOŞALAN DEPOLARIN EN KISA SÜREDE DOLDURULMALARI gerekir.Eğer bu ihmal edilir ve karbonhidrat depoları ilk 45 dakika içinde doldurulmazsa ,TEKRAR DOLDURMA İŞLEMİ İKİ GÜN sürer.Çünkü alınan besin maddelerinin enerjiye çevrilebilmeleri için bir miktar enerjiye ihtiyaç vardır ve eğer boşalan depoların doldurulması geciktirilir ise vucut bu enerjiyi yaşamsal fonksiyonlar için kullanacak ,yeni enerji eldesi için gerekli olan enerji azaldığı için de depoların tekrar doldurulma süreleri uzayacaktır.Ekmek, patates reçel,bisküvi,bal,pirinç,kuru üzüm,muz,çikolata ,krakerlerde bol bulunur. Tam Tahıl Tam Ekmek Kepeği ayrılmamış, bütünüyle öğütülmüş tahıllara “Tam Un” diyoruz

6 YAĞLARYağlar, depolanmış enerji kaynaklarıdır. Hücresel fonksiyonlarımız için, pek çok hormon üretimi, beynimizin düzenli işleyebilmesi, cinsel yaşamımız, üreme fonksiyonlarımız ve daha birçok şey için yağlar mutlak gerekmektedir. Hücre duvarımızın bütünlüğünün korunması, sinir sistemimizin ve belleğimizin yeterince güçlü olabilmesi da yağlar sayesindedir. Yetişkin bir insanın vücudunun ortalama % 18′ i yağdır. Genelde kadınların vücudunda erkeklere göre daha fazla yağ vardır. İnsan harcadığından çok yediğinde vücudun yağ oranı artar. Bu yüzden vücut yağı insanın başlıca enerji deposudur. Enerji kaynağı besin almadığında vücudundaki bu depoyu kullanır. Yağ en çok enerji veren besin maddesidir. Vitaminlerin bir çoğu vücuda yağla alınır. Yağ vücudu yavaş terk ettiğinden doygunluk hissi verir. Deri altı yağ vücudun ısısının hızla kaybım önler. Yağlar yağda eriyen vitaminlerin ( ADEK ) vücuda alınabilmesi için esastırlar. Hücrelerde oksidasyon ( yanma ) sonucu enerjiye dönüşürler. Yağlar karbonhidratlara ve proteinlere oranla 2 mislinden fazla kaloriye sahiptirler.1 mol yağ 9,karbonhidrat ve protein 4 kilokalori verir. Hacimleri ufak tadları iyidir. Vücutta susuz depo edilebilirler. Bunlar avantajlarıdır.

7 YAĞLARDezavantajları ise ; vücutta yakılması için diğer besinlere göre 3 misli daha fazla oksijen ve fazla su kullanır. Yüksek irtifada ise bu önemli bir sorundur. Hazmı zordur, midede uzun süre kalır. Buna rağmen yağda eriyen vitaminler ve yağ asitleri nedeni ile uygun miktarda alınmalıdırlar. Alınacak Yağ Miktarları: Bir sporcu günde kilo basma 1.5 gr. yağ almalıdır gr yağ ancak kışın alınabilir. Yağdan alınan kalori, toplam kalori miktarının % 25’ini aşmamalıdır. Zeytinyağı,margarin,çikolata,yer fıstığı,fındık,zeytin,peynir,susam,ayçekirdeğinde boldur.

8 PROTEİNLERHücrelerin önemli bir parçası olan proteinler, büyüme ve gelişme için gereklidirler. Et, balık, kuru baklagiller ve süt ürünleri zengin protein kaynaklarıdır Hücrelerin esas yapılarını oluştururlar. Bu yüzden hücrelerin zamanla ölüp tekrar yerlerine konması işlevinde önemli rol oynarlar. Proteinler, hücrelerin sürekliliği için başta gelen besin maddesidir. Vücudun savunma sisteminin, vücudun çalışmasını sağlayan enzimlerin, bazı hormonların da esas yapısı proteinlerdir.Birinci Sınıf Proteinler:Organların sağlığını korurlar, aminoasitleri fazladır. İç organların (ciğer, böbrek) proteini daha değerlidir. Yumurta sarısı, peynir, süt, yogurt, beyin, böbrek, balık, karaciğer, et, soya, fındık, ceviz, buğday öze ve susamda bulunur.İkinci Sınıf ProteinlerDoku yapımında tek başlarına etkili değildirler. Birinci sınıf proteinlerle faydalı olurlar. Fasulye, mercimek, nohut, mısır, çavdar, buğday unu, yumurta beyazı ve jelatinde bulunur.

9 PROTEİNLER Proteinlerin Görevleri
Organların gelişmesi ve onarılması, kırmızı kan hücrelerinin yapımı görevlerini üstlenirler. Hormonların salgıları da temelde proteinden oluşur. Enerji üretimi, besinleri sindiren fermentlerin yapımı, kan ve dokuların asit baz dengesini korurlar. Mikrop ve zehirlere karşı savaşan antikorların yapısında da proteinler vardır.Vücudun yapı taşlarıdır. Aynı zamanda da yakıtıdır. Düzenleyici etkileri de vardır.Aktiviteye ve güç kullanımına hazır olmayı arttırırlarKuvvet dağcısı günde gr/kg.(60 kg da 120 gr)Mukavemet dağcısı günde 1.2 gr/kg. alınmalıdır.(60 kg’ lık bir dağcıda 70 gr)Süt: Protein açığım kapatır. Kolay hazım nedeni ile fazla alınmalıdır. Dinamik etkisi ve doyuruculuğu ile fazla yağ alınmasına gerek bıraktırmaz. Süt. dağcı için en iyiprotein kaynağıdır.(paynir olarak alınabilir,taşıma sorunu nedeniyle).

10 VİTAMİNLER ve MİNERALLER
Vitaminler, büyüme, vücuttan toksik maddelerin atılması üreme ve yaşam süresini uzatmada önemli rol oynarlar. Vücut tarafından üretilemezler ve sürekli olarak üretilmeleri gerekir. Serbest radikallere karşı ilk savunma hattımız olduğu düşünülen besinler C, E vitamini, β-karoten ve selenyumdur. Vitaminler Düzenleyici ve koruyucu maddelerdir. Metabolizmada üretilmez ve dışarıdan alınırlar. Vitaminler olmadığı takdirde bazı metabolizma olayları gerçekleşmez veya kısmen gerçekleşir. Eksiklikleri güç azalmasına ve vücut direncinin azalmasına neden olur. Özellikle ekspedisyon dağcısı vitaminlere önem vermelidir. Gereğinden fazla alınması eksikliği gibi zararlara yol açabilir. B, C ve E vitaminleri dağcı için önemlidir. Bir bölümü besinlerle aldığımız karbonhidrat, yağ ve proteinden enerji ve hücrelerin oluşması ile ilgili biyokimyasal olayların düzenlenmesine yardımcı olurlar. Bazı vitaminler kalsiyum ve fosfor gibi minerallerin kemik ve dişlerde yerleşmesine yardımcı olurlar. Bazı vitaminler ise vücut için gerekli olan bazı besin öğelerinin bozulmadan işlevini sürdürmesi ve bazı zararlı maddelerin etkilerinin azaltılmasında yardımcı olur.

11 VİTAMİNLER ve MİNERALLER
MİNERALLER VE GÖREVLERİ Bedende suyun tutulması ve korunması kimyasal maddelerin hücre içine giriş -çıkışma yardımcı olunması ve dokulardaki sıvıların asit- baz dengelerinin korunması salgı ve iskelet oluşmasına sinirlerle uyarıların iletilmesine kasların ve dokuların duyarlılık ve daralıp genişlemelerine yardımcı olur. Kalsiyum-Fosfor : Eksikliği kasların gerilmesine. çabuk yorgunluğa neden olur, yaralarda kan pıhtılaşması güçleşir ve sinirsel gerginlik yaratır Kalsiyum : Peynir, limon, lahana, maydanoz, soya, badem, dereotu, süt tozu, susam ve tahinde bulunur. Fosfor : Kabak çekirdeği, badem,susam, soya, yerfıstığı, ceviz, süt tozu, yumurta sarısı, balık, karaciğer, et, beyin’de bulunur. Kalsiyum-Fosforun kullanılması D vitamini ile olur. Eğer D vitamini olmadan alınırsa kullanılmadan vücuttan atılır. Günde ; 1 gr. kalsiyum 1.5 gr fosfor 1000 ünite D vitamini almak gerekmektedir. Demir : Demir kandaki alyuvarlara renk veren hemoglobinde bulunur. Oksijenin taşınması ve C02nin alınmasına yarar. Eksikliği halinde kansızlık, yorgunluk, dirençsizlik doğurur. Günde mgr demir alınmalıdır. Pekmez,ciğer, kayısı, fındık, ceviz, badem’de bulunur. Potasyum : Eksikliği yavaş gelişme, bağırsak gazları, uykusuzluk, sinirsel gerginlik yaratır. Kalp kasları sağlığım yitirir. Kaslar normal kasılamazlar. Yeşil yapraklı sebzerlerde ve kurutulmuş kayısıda bulunur

12 VİTAMİNLER ve MİNERALLER
LİF Besinlerdeki sindirilemeyen çeşitli maddeler olarak tanımlanabilir. Çözülenler; sebze, meyve, arpa, kuru baklagiller, yulaf, yulaf unu gibi besinlerde bulunur. Çözünmeyenle; buğday kepeği, sebze meyve kabukları ve kabuklu pirinçte bulunan liflerdir Fitokimyasallar: 1.Karotenitler Antioksidant etki göstererek serbest radikal reaksiyonlarının oluşumunu engeller. Β-karotenin lipitperoksidasyonunu, LDL Kolesterol ve karaciğer yağlarının oksidasyonunu önlediği saptanmıştır Sarı, turuncu, kırmızı sebze ve meyvelerde bulunurlar. Havuç, domates, kayısı ve yeşil yapraklı sebzelerde ıspanak ve brokolide boldur. 1.a. Likopen Domates, karpuz gibi meyvelere kırmızı rengini veren maddedir. Güçlü bir antioksidanttır. 1.b. Lutein ve Zeoksantin Sebze ve meyvelerde bulunan karetenoidlerdir. Yeşil yapraklı sebzelerde özellikle ıspanakta bulunurlar. Pişirilerek yenen sebzelerden kolay alınırlar. Göz sağlığında etkin rolü vardır. 2. Flavanoitler Bitkilerde, sarı, kırmızı, mavi renkleri veren pigmentlerin kaynağını oluşturan antioksidant özellik taşıyan bir fitokimyasaldır. Kuvarsetin (soğan, pırasa, brokkoli, elma, kiraz), Tanen (çay), Yeşil çay polifenolleri (yeşil çay), Prontosiyanidinler (kırmızı şarap). 3. Folik Asit

13 VİTAMİNLER ve MİNERALLER
Tuz: Bir çok toplumda sağlık için gerekli olan tuzun birkaç katı tüketilmektedir. Bunun büyük bir bölümü dondurulmuş, konserve edilmiş, ya da fabrikada hazırlanmış çeşitli besinlerde ve tabii ki fast food çeşitierinde gizlidir. Günlük kalorinin her 1000 kalorisine karşılık l gram tuz alınmalı ve toplam alınım 3 gramın altında olmalıdır. (konservelerde kullanılan tuzlar işlenmiş tuzlar olup,mineralce fakirdir.Deniz tuzu kullanılarak özellikle kış dağcılığındaki uzun faaliyetlerde kar suyundan oluşacak su zehirlenmeleri önlenebilir) Oksijen: Metabolizma olaylarındaki yanma işlemi için gereklidir. 2000m’den sonra eksikliği duyulur. 5500m’de yarıya yarıya azalır. 8500m’de 1/3 oranında ancak kalır. Ancak dağda gücü azalan, yalnız onun eksikliği değil, onunla bağlantılı olarak kanın akıcılığının azalması yani kalınlaşmasıdır. Bu oksijenin taşınmasının azalması demektir. Bu yüzden su-mineral rezervi çok önemlidir.

14 SU: VÜCUTTA SUYUN DAĞILIMI
Vücudumuzun % 60″ ı sudur. Üç bölgeye ayrılır. 1) Hücre içindeki sular. 2) Hücreler arasındaki sular 3) Kandaki su Bu bölgeler birbirleriyle alışveriş içerisindedirler Suyun sabit miktarı özellikle böbrekler tarafından düzenlenir. Su kaybı ise deri ciğerler ve bağırsaklarda oluşur. Susamak : Susamak mineral tuzları ve vücut suyu idaresinin hassas bir uyarıcısıdır. Osmotik basıncın yükselmesi halinde ve mineral değişiminin sonucunda ortaya çıkar. Ancak sıcak havaya hızlı inişlerde veya uzun faaliyetlerin ilk saat veya günlerinde ter daha tuzdan yana zengindir ve susuzluk kendini göstermez ama su kaybı vardır, kan koyulaşmaya başlar. Burada susamak gerçek su ihtiyacını, göstermez. Ancak günler sonra terleme artar ve terdeki tuz miktarı azalır. Bu durumda susamak gerçek ihtiyacın yaklaşık değerindedir. Özellikle yüksek irtifada az terlemek ve susuzluğun duyulmaması yanıltıcıdır. Mutlaka su alınması gerekmektedir Bunlar arasındaki denge çok hassastır ve bu, hacimler arasında sürekli alış verişi gerektirir. ( özellikle kan ve hücre suları arasında ) Mineral maddeleri bu alış verişin taşıyıcılarıdırlar. İnsan vücudu ağırlığının %1 ile %5 oranında su kaybederse ( örnek; 60 kg’lık bir ergin kişi için 0.6 ile 3lt) susuzluk başlar.

15 SU: VÜCUTTA SUYUN DAĞILIMI
Yüksek efor sırasında, enerji tüketimi glikojen tüketimiyle sağlanır, l gr. glikojen yakmak için 3 gr. su gereklidir Sonuç olarak, üç saatlik bir fiziksel aktivite sonunda, organizma 2300 ml Su tüketir ki bu da, bir insanın bir günlük su tüketimine eşittir. Eğer organizmanın bu likit stoğu takviye edilmezse güç kaybına yol açar. Vücuttaki suyun % 3 ünün kaybı, % 10′ luk bir güç kaybıdır. Boşalan su depoları sürekli suyla takviye edilmelidir.6-8 saatlik orta zorlukta bir dağcılık aktivitesinde 5 lt su tüketilmelidir.1.5 litresi kamptan ayrılmadan,2 lt si aktivitede,kalanı ise kampa döndükten sonra tüketilmelidir. Suların elektrolit ve madensel tuzlarca zengin olması gerekir.Kar ya da buz eritilerek su elde ediliyor ise elektrolit alınamıyor demektir bu da mutlaka elektrolit takviyesi gerektirir. Alınan sıvıların ısıları vücut ısısından düşük olmamalıdır.Aksi taktirde vücut ısısını düşürerek üşümeye neden olacaktır. Su eksikliğini gözlemenin iki yolu vadır.Günlük lt idrar eksilmiş ise ve idrarda renk koyulaşması var ise(ilaç kullanımı hariç). Doğadan su alımında farklı kaynaklar kullanılabilir.En fazla kullanılan akarsu,göl,kaynak suyu ve kar suyudur.Kaynak suları ve kar eritilerek elde edilenler güvenlidir.Göller,yerleşim yerlerinden geçen akarsular,hayvan otlatılan yerden geçen sular bakteri ve parazit taşırlar. Dezanfekte edilmeden kullanılamazlar.Kaynatarak dezenfeksiyon da deniz seviyesinde 1 dakika olan süre 3000 metrede 5 dakikadır.İyot ve klor tabletleri 1 litre suya 1 tablet etılarak 15 dakika beklenerek kullanılır.İyot ve klor toksiktirler.Dozajları aşılmamalı ve su bir süre açık kapta bekletilerek iyot ve klorun uçması beklenmelidir. Diğer alınan sıvılar “su” sayılmamalıdır.

16 SU : VÜCUTTA SUYUN DAĞILIMI
Su Kaybı: a) İdrar : Günde 2.5 lt su alınır ve bunun 1.5lt’ si böbrekler tarafından filtre edilip atılır, ancak bu şartlar altında böbrekler normal çalışır. b) Dışkı: Sindirim organlarına günde 0.5 lt su akıtılır. Bu kalın bağırsakta tamamına yakını tekrar alınır. c) Ter : Kaslarda çalışmadan ötürü yüksek harareti azaltmak için üretilir. Terin buharlaşması sonucu soğutma sağlanır. d) Soluma : Dağda düşük sıcaklıktan ötürü hava çok kurudur. Solunum yollannda su hava % 100 nemlendirilir. Bu yolla yüksek irtifada ilerlemeden fazla su kaybedilir. Suyun Görevleri : • Biyokimyasal reaksiyonlarda rol alır. • Eritici ve taşıyıcı olarak görev yapar. • Elektrolitlerle beraber dokusal olayları düzenler. • Ter yolu ile vücudun aşırı ısınmasını engeller, vücut bunun için gerekli suyu çekinmeden her yerden alabilir. Kandaki çekim sonucunda kan koyulaşır. Kanın Koyulaşması : Susuzluk ve kandaki suyun çekilmesi ( kullanılması ) Sonucunda oluşur. Sonuçları : • Kanın organ ve kasları kötü beslemesi • Kuvvet ve güç azalması yorulma • Kaslarda kasılma ve kramplar • Oksijen taşınmasında aksaklıklar • Hücre teneffüsü bozulur ve sürekli süt asidi üretilir. • Donma ihtimali artar • Trombose tehlikesi artar • Yüksek irtifaya uyum zorlaşır

17 Su ihtiyacı ve Zehirlenmesi :
Vasat bir dağ çıkışında ( 5-8 saatlik ) gün boyunca minumum 3-4 litre su alınmalıdır. Çikiştan önce, çıkış sirasinda ve sonra olmak üzere. Ancak alınan suyun mineral içermesine dikkat etmek gerekmektedir, özelikle kar suyu mecbur kalınmadıkça tercih edilmemelidir. Hemen dışanya atıldığı- gibi mevcut mineral tuzları da dışarıya sürükler ve su zehirlenmesi olayı görülür. Su Zehirlenmesinin Belirtileri : • Bulantı, kusma • Baş ağrısı • Kuvvetsizlik • İsteksizlik • Kaslarda kramp • Ateş • Kalp zayıflaması sonucu vücudun düşmesi. Çay-Gazoz-Bira Çay: Uyarıcı etkisi vardır, ancak susuzluğu subjektif oiarak örttüğü için su alımını engeller. Gazoz-Bira: Karbondioksitli içiçekler mideyi şişirdiğinden ciğer ve mideyi sıkıştınr, çalışmasını engellerler.

18 BESLENMEDE 3 TEMEL SORUN
Yenecek miktar (kantitatif)Yeneceklerin cinsi (kalitatif)Yeme şekliYenecek MiktarKalori ihtiyacına, başka bir değişle enerji sarfına bağlıdır. Bir insanın yalın metabolizma gereksinimi 70*24*1=1680 kcal’dir. Bu değer kalp çalışması solunum hormon faaliyetleri vb için gerekli asgari enerjidir. Hava sıcaklığı ve kas miktarı temel işlevler için gereken bu miktarı arttırır. Ayrıca yapılan işe göre harcanan güç buna eklenir. Mide-bağırsak sistemi günde en fazla 6000kcal’yi değerlendirebilir. Geri kalanı vücuttaki yağlardan alınır ki bu da ekonomik değildir.Günde kilogram başına 2 gr protein,7-10 gr karbonhidrat ve 1 gram kadar yağ alınması gerekmektedir.

19 BESLENMEDE 3 TEMEL SORUN
Yenecek miktar (kantitatif)Yeneceklerin cinsi (kalitatif)Yeme şekliYeneceklerin CinsiSabah kahvaltıları kuvvetli yapılabilir. GI si düşük besinler ve yağ ağırlıklı olmalıdır.Çay kahve gibi yüksek kafeinli içecekler fazla alınırsa karbonhidrat kullanımını yavaşlatarak enerjiye dönüşümü süresini uzatacaktır.Faaliyet sırasında vücudun tükettiği enerji kaynaklarının sürekli beslenmesi gereklidir.Depoların boşalmaması için sık aralıklarla karbonhidrat alınmalıdır.Çikolata,mısır,patates cipsi,kraker ,bisküi gibi pişirilmeden çabuk yenenler tercih edilir.Faaliyet sonrası bol karbonhidrat ve ek olarak ta yağ ve protein alınmalıdır.*Pişirilerek yenecek yiyeceklerin tane büyüklükleri ne kadar küçük olur ise o kadar hızlı pişecektir.

20 BESLENMEDE 3 TEMEL SORUN
Yenecek miktar (kantitatif)Yeneceklerin cinsi (kalitatif)Yeme şekliPişirme:Yükseklere çıkıldıkça atmosfer basıncındaki azalma nedeniyle suyun kaynama derecesi düşer.Bu nedenle yemeklerin pişme süreleri uzayacak ve kullanılan yakıt miktarı artacaktır.  Deniz seviyesi mt C dk pişme süresi1525 mt C dk3050 mt C dk7000 mt C dk Öğün adedi 5 ya da 6 ya çıkarılmalıdır. Kan şekerinin dengelenmesi açısından önemlidir.

21 BESİNLER NASIL ALINMALI
Sindirim : Sindirimin görevi besinleri tek tek besin parçalarına ayırmaktır, böylelikle bağırsak duvarlarında özümlenip kana karışırlar ve hücrelere iletilirler. Orada oksijenin katkısıyla metabolizma olayları gerçekleşir. Besinler özelliklerine göre sindirim sisteminde değişik sürelerde kalırlar. Bu sürenin uzun veya kısa oluşunun iki önemli sonucu vardır. 1) Sindirimi zor ( uzun ) gıdalar, akşam uykuyu engelleyebilirler veya ilk saatlerde rahatsızlık verirler. 2) Hemen çıkıştan önce mideye yük olacak gıdaların alınması uzun süre tokluk hissi verir, kusmaya neden olabilir, güçsüzlük meydana getirir. Sindirmin diğer önemli olayı ana besin parçalarının bağırsak duvarlarından kana karışmalarıdır. Protein ve karbonhidratlar değişik sürelerde geçiş yaparlar yağ ise kanda yağlı bir ortam yaratırken dolaşımı zayıflatır ve buda oksijen taşınmasını engeller. Bu yüzden çok yağlı yemekler özellikle yüksek irtîfa dağcısı için bir engeldir.

22 BESİNLER NASIL ALINMALI
Sindirim Bozukluğu – İshal İleri medeniyete alışkın sindirim sistemleri mahrumiyet bölgesindeki gıdalara uyum göstermezler. Besinleri parçalayacak fermentler yetersiz ve uygunsuz bileşimlerdendirler. Bunun sonucunda tam öğütülemiyen karbonhidrat mayalanmaya, proteinler ise çürümeye başlarlar ve gaz oluştururlar. Bağırsaklar buna tepki olarak düzensizleşirer. Bu ortamda bakteriler de yerleşebilirler. Sindirim Bozukluğu Önlemleri : • Sindirim bozukluklarına karşı ferment precars Tiar’n’ her öğün almak gerekir. • Yemek miktarım fazla kaçırmamak gerekir. • Yatmadan önce düzenli olarak gaz giderici haplar alınmalıdır.

23 BESİNLER NASIL ALINMALI
İshal Önlemleri : Kesinlikle tıkayıcı ilaçları almamak gerekir. Çünkü bunlar bağırsak hareketlerim yavaşlatıp zehirli gaz ve maddelerinin atılmasını engellerler. • önce en az 48 saatlik perhiz kati olarak yapılmalıdır. • Çok kısa zamanda çok su kaybedildiğinden bunun minerallerle birlikte yerine konması gerekmektedir. • İki gün ( 48 saatten ) sonra çok yönlü bir diyet uygulanmalıdır, özellikle proteince zengin olmalıdır. Az fakat sık yenmelidir. Kızartma, kuru yemiş, soğan ve çiğ sebze yenmemelidir. • Rahatsızlıktan sonra, su mineral dengesi. düzelene kadar bir kaç gün faaliyette bulunmamak gerekir. Mide Rahatsızlıkları: Alkol, kahve, kolalı içecekler ve nikotinden kaçınılmalıdır. Kabızlık : Posalı yiyecekler yenmemelidir. Selülozu fazla sebze, meyve ( elma, portakal ) gibi. Ayrıca turp, kepekli ekmek, lahana turşusu, yoğurt ve yağsız süt yenmeli ve alınmalıdır. Rus çayı, kırmızı şarap, muz, havuç ve konsantre yiyecek alınmamalıdır. Safra Kesesi Rahatsızlıkları : Yağ,iç yağı, sardalya, kızarmış patates, çikolata, kakao, yumurta sarısı yenmemelidir. Alkol ve Dağcılık : • Çıkıştan önce ve çıkış sırasında kesinlikle alınmamalıdır. Çünkü kesin bir güç düşüşüne neden olmaktadır. Kuvvet mekanik enerjiye dönüşemez. •Koordinasyon,konsantrasyon ve reaksiyon yeteneklerini azaltır. • Geçici ve aldatıcı ısıtıcılığı ile donmayı hızlandırır, aniden ve hızlı bir ısı kaybı meydana gelir.

24 BESİNLER NASIL ALINMALI
DAĞDA BESLENMEDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLERHazır yemeklere güvenmeyip, kendi zevkinize uygun ve besleyici özellikler taşıyan yiyecekleri almalısınız.Yemek grubunuzun en çok 3 kişiden olması yararlıdır. Dağdaki stresli ortam sayı arttıkça sorun yaratabilir.Açlık hissettiğinizde yemelisiniz. Mideniz size bu sinyali verecektir.(6 öğün)Hafif, az yer kaplayacak yiyecekler seçilmelidir. Dayanıklı yiyecekler seçilmelidir.Kolay pişebilen yiyecekler seçilmelidir. Küçük taneli makarna büyük taneliye göre daha kısa sürede pişecektir. Yarı pişmiş ya da kısa zamanda pişecekler yakıt ve zaman tasarrufu sağlar.Sindirimi kolay besinlere öncelik verilmelidir.Yemeklere katılabilecek küçük desteklerle basit bir bulgur veya makarnayı bir ziyafete çevirebilirisiniz.(et suyu tableti, baharat, kavurma, sarımsak, soğan sivri biber vb.)Doğal besinlere öncelik verin.(hazır çorba yerine tarhana).Sıcak suyla karıştırıldığında hazır yemek olan özel dağcılık yiyecekleri pahalıdır fakat acil durumlar için yedekte bulundurulması yararlıdır.Tahta kaşık kullanılması uygundur(.Hafif olmasından ve ısı kaybetmediğinden.)Uzun etkinliklerde vitamin takviye tabletleri kullanılmalıdır.

25 BESİNLER NASIL ALINMALI
PRATİK YEMEKLER VE PİŞİRME TARİFLERİ 1.Tarhana; 6 ölçü su 1 ölçü tarhana (küçük kap) Kaynayan suya azar azar karıştırılarak dökülür ve yavaş ateşte 3-4 dk pişirilir. Önceden kıyılmış soğan ve sarımsak eklenebilir. 2.Bulgur; 3 ölçü su 2 ölçü bulgur(küçük kap) Kaynayan suya azar azar karıştırılarak dökülür ve yavaş ateşte 3-4 dk pişirilir. Önceden kıyılmış soğan ve sarımsak eklenebilir.Kuru sebze de eklenebilir. 3.Makarna; 4 ölçü su 4 ölçü makarna (büyük kap) 4.Önceden pişirilmiş,fasulye,nohut vb,salça ve soğan sarımsak eklenerek pişirilir. 5.Salça,zeytinyağı,sarımsak,soğan,sebze kuruları,dövülmüş ceviz,baharatlar 6.Tahin,pekmez,fındık,ceviz,çekirdekli siyah kuru üzüm,kuru kayısı ve dut. 7.Hazır yemeklerden uzak durmalıyız. 8.Deniz tuzu kullanımı tercih edilmelidir. 9.Siyah ekmek,siyah bulgur,rafine edilmemiş tahıllar öncelikle

Koşucular İçin Sporcu Sağlığı ve Beslenme

0

Sporcu Sağlığı & Beslenme

Sporcu beslenmesi son yıllarda önemi gittikçe artan bir bilim dalı olarak dikkat çekmektedir. Beslenme, sporcunun performansını etkilemenin yanında konsantrasyon ve dikkat düzeyini yükseltirken, hastalık ve sakatlanma riskini de azaltmaktadır. Esas olarak maraton koşacak kişiler için dengeli beslenme formülü aynı. Besin grupları olarak ayıracak olursak %55-60 karbonhidrat, %10-15 protein ve %25-30 yağ. Koşu sırasında temel enerji kaynağı karbonhidratlardır. Yiyeceklerle alınan karbonhidratlar, karaciğer ve kaslarda glikojen olarak depolanır. Kaslar da 300-400 gram, karaciğerde 75-100 gram glikojen deposu bulunmaktadır. Sporcular yüksek karbonhidratlı beslenme ile glikojen depolarını 1.5-2 kat kadar arttırabilirler. Bu nedenle yarış öncesi dönemde bu oranlar karbonhidratlar artacak ölçüde olmalıdır. Bu aşamada karbonhidrat oranı % 70 e çıkabilir, yağ oranı %20 ‘ ye inerken protein oranı %10’ da kalabilir.

Sporcularda glikojen depolarının çok azalması veya tükenmesi kronik yorgunluğa neden olabilir. Koşucuların glikojen depoları koşu sırasında ne kadar fazlaysa, performansları da o kadar yüksek olur. Koşucuların, azalan veya boşalmış karbonhidrat depoları ile koşmaya devam etmeleri, sakatlanma ve yaralanma risklerini de arttırmaktadır.Maratonda her kilometrede ortalama 220 kalorilik enerji yakımı gerçekleşir. Her kilometre başına yakılan enerjinin %75 i depo karbonhidratlar glikojen veya kan şekeri glikozdan gelmelidir. Koşunun başlamasından kısa bir süre sonra enerji kaynaklarının tükenmesine bağlı performans kaybı yaşamamak için 1 hafta öncesinden, bir önceki akşam ve yarış saatinden iki saat öncesine kadar glikojen depolarını ölçülü olarak karbonhidrat kaynakları ile yüklemek gereklidir. Bu yönteme “carboloading” veya “karbonhidrat yüklemesi” denmektedir. Karbonhidrat yüklemesi ile kas glikojen depoları ortalama %50-100 oranında arttırılabilir. Karbonhidrat yüklemesinin amacı vücuddaki karbonhidrat depolarını kontrollü ve amaca hizmet edecek şekilde doldurmak. Karbonhidrat yüklemesi yarıştan önceki haftalarda antrenman yoğunluğunu düşürmekle başlıyor.

Yarıştan 6 gün önce ise asıl yüklemeye geçiliyor. Her gün alınan karbonhidrat oranı biraz daha arttırılıyor, normalde yenildiğinden biraz daha fazla yeniyor. Bunun için akşamları normalde yendiğinden biraz daha fazla makarna ya da antrenmanlardan sonra karbonhidratlı sporcu içeceği içmek yeterli. Bu tarz ürünlerin üstünlükleri karbonhidratların hemen depolara aktarılması ve mide-bağırsak sistemini zorlamamaları. Yüksek oranda şeker içeren besinler (çikolata, şekerlemeler, baklava vb.) ise kan şekerinde hızlı bir yükselmeye neden olup hemen ardından da yine çok hızlı bir düşüş meydana getireceği için çok fazla tercih edilmemelidir.

“Sporcu içecekleri karbonhidrat yanında terleme ile kaybedilen mineralleri de sağladığı için önerilmektedir. Sporcu içiceğindeki karbonhidrat miktarı %4-8 oranında olması yeterli. Çoğu kere sanıldığının aksine yarıştan bir gün önce akşam düzenlenen makarna partisi aslında karbonhidrat yüklemenin çok ufak ve nispeten önemsiz bir bölümü. Ayrıca son akşam fazla makarna yemenin faydasından çok zararı var. Çok dolu bir mideyle uyumanın zor olması nedeniyle bu durum ertesi gün dinlenmeden uyanmaya da neden olabilir. Martondan 2 gün önce alınması gereken kalorinin neredeyse tamamı karbonhidratlardan alınabilir. Örneğin meyve suları, makarna, salata, sebze ve meyve yenilmesi uygundur. Alkol ve kafeinden dehidratasyona neden oldukları için kaçınılmalıdır. Maraton öncesi gün ise sindirim zorluğu yaratacak yiyeceklerden kaçınmak gerekmektedir. Son gün bol sıvı alımı ise çok önemlidir.”

Yağlar ise enerji sağlamanın yanı sıra, yağda çözünen vitaminlerin vücutta kalmasını sağlamaktadır. Koşu öncesi yağ oranının arttırılması sonucu karbonhidrat tüketiminin azalmasına bağlı olarak performans düşmesi yaşanabilir. Ancak yağ alınmının %15 in altına düşmesi de performans azalması ve kan lipid profilinin bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle doymuş yağ ve kolesterol oranı düşük yağlar beslenmede tercih edilmelidir.

Proteinlerin egzersiz ve koşu sırasında enerjiye katkısı çok azdır. Proteinlerin yapı taşı olan aminoasitlerdir. Fazla protein veya aminoasit kullanımı sonucu, proteinlerin atım ürünü olan ürenin vücuttan atılımı için idrar çıkışında artışa ve bunun sonucunda dehidratasyona neden olmaktadır. Ayrıca aşırı protein tüketimi karaciğer ve böbreklerin daha fazla yorulmasına ve vücuttan daha fazla kalsiyum atılımına neden olmaktadır. Bunun yanında yeterli karbonhidrat alınmadığında fazla protein bile alınsa bile protein enerji kaynağı olarak kullanılacağı için kas yıkımına neden olacaktır. Protein alırken az yağlı ve düşük kolesterollü gıdalar tüketmeye dikkat etmeliyiz. Örnek olarak yağsız et, balık, az yağlı süt ürünleri, kümes hayvanlarını tercih edilebilir.Vücudumuzun %55-70 ini su oluşturmaktadır. Antreman ve koşu sırasında vücuttaki su dengesini koruyan sporcuların performansı daha iyi olmaktadır. Koşudan önceki 24 saat içinde bol sıvı alınmalıdır.

  • Sporcular İçin Yarış Öncesi ve Sonrası Sıvı Alım Tablosu
  • Yarıştan 1 gün önce Sık sık sıvı alın
  • Yarış öncesi son yemek (3-4 saat öncesi) 1-2 bardak su
  • Yarıştan 2 saat önce 1-1 buçuk bardak su
  • Yarıştan ½ saat önce 1 bardak su
  • Yarışa 10-15 dk. ½ bardak serin su
  • Yarış sonrası Kaybedilen kilo başına 2 bardak su
  • Yarıştan sonraki gün 36 saat süresince sık sık sıvı almaya devam edin

Maraton Sabahı: 
Kahvaltıda yenilen yemeklerin metabolize olup kana karışması için gerekli süre yaş, cinsiyet, metabolizmaya göre değişmekle birlikte ortalama 3 saat olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle en az 3 saat öncesinde hazmı kolay 500-1000 kalorilik bir kahvaltı yapılması önemli. Kahvaltının hazmı zor olan tahıl ürünleri ya da yağlar içermemesi gerekiyor, yarış esnasında mide duvarlarına giden kan miktarı azaldığından yarış sırasında hazım sorunları yaşanabilir. Sindirimi kolay karbonhidrattan zengin bol sıvı içeren bir kahvaltıyı tercih edilmeli. Çok düşük miktarda kafein alanabilir. Yarış öncesinde glikojen artırımının yoğunluklu olarak tam tahıllı besinler, kepekli ve lifli karbonhidratlar ile yapılması iyi olur. Tam tahıllı ekmek, makarna, bulgur, kepekli pirinç kan şekeri stabilitesini daha uzun süreler koruyacağı için koşuyu devam ettirebilmek için gerekli enerji sürekliliği sağlar. Bal veya pekmez lifli bir ekmek ile tüketilirse doğru bir seçim olur. Bazı meyveler gaz yapıcağı için sindirm sorunlarına neden olabilir. Çıkıştan 1 saat önce ise muz yada enerji bar’ı yemek yeterliÖte yandan yarış sırasında seçilecek enerji kaynakları hızlı salınımlı olmalıdır. Sporcu enerji içecekleri, enerji jelleri, elma-üzüm suları, glikoz tabletleri maraton sırasında 30-35. km’lerden sonra en hızlı enerji kaynaklarıdır. Yarış sırasında her 35-45 dakikada bir enerji jelleri kullanılabilir. Jel yerine 1 şişe suya az miktarda pekmez yada bal karıştırılarak ya da hipertonik elma suyuna 1:3 oranında maden suyu eklenerek her 35-45 dakikada bir içilebilir.

Sıvı Alımı: Yarış sabahı ve akşamı sıvı alımını arttırımalı. Yarıştan 5-15 dk öncesine kadar ufak miktarda ve sık sık sıvı tüketilmeli. Yarış esnasında ağırlığın %2 lik sıvı kaybı mukavemet azalmasına, %5 lik sıvı kaybı ise kas krampları ve kalp atım hızı artışına neden olmaktadır. Bu nedenle yarış sırasında ise her 10-15 dakikada bir 0.5-1 bardak su içilmeye devam etmek gerekir. Ayrıca sıvı alımı için susama hissi beklenmemelidir. Yarış sırasında ve sonrasında enerji ve elektrolit içerikli izotonik sporcu içecekleri tüketilebilir. Yarışa en az 1 saat kala katı gıda alımını durdurulmalı.

Maratondan Sonra:
Koştuktan hemen sonra, özellikle uzun koşulardan sonra enerjimizi hemen yenilemek isteriz. Koşu sonrası glikojen yapımı en iyi ilk 30 dakika içinde beslenme ile elde edilir. Bu nedenle koşu sonrasında yüksek karbonhidratlı yiyecekler tüketilmelidir. Bu sırada protein alımı da unutulmamalıdır. Kabaca her 3 gram karbonhidrat için 1 gram protein alınmalıdır. Böylece koşu sonrasında oluşabilecek kas krampları en aza indirilebilir. Burada öncelikle ilk 30 dakika içerisinde çikolatalı süt, muzlu süt, whey proteini eklenmiş süt gibi sıvı gıdalar sonraki 3-4 saatte ise peynirli sandviç veya bir hamburger tercih edilebilir.Yarış sonrası beslenme sık sık ancak küçük porsiyonlarda tutulmalı ve hazmı zor yiyeceklerden kaçınılmalıdır.

 

Uzm.Dr. Şükran Çakmak

KAÇKAR DAĞCILIK KULÜBÜ MEZOVİT FAALİYETİ

0
 
Kaçkar Dağcılık ekibi olarak 30 Ağustos Zafer Bayramı kapsamında 29 Ağustos günü kulüp başkanı Erdoğan Güler rehberliğinde mezovit yaylasından tırmanış gerçekleştirmiştir.
Ekip:
Erdoğan Güler
Celil Timur
Zeki Gül
Ömer Özden Keskin
İpek Keskin
Muharrem Otu (Gabedak)
Erdek Cennet (İda Dağcılık)
Sporcuları kutlar başarılarının devamını dileriz.
FEDERASYON TEMSİLCİLİĞİ

KAÇKAR DAĞCILIK KULÜBÜ KAZBEK FAALİYETİ

0

 

Kaçkar Dağcılık olarak 22-26 Ağustos tarihinde Zeki Gül rehberliğinde Kazbek tırmanışı gerçekleştirilmiştir.

Ekip:Zeki  Gül, Ömer Özden Keskin, İpek Keskin, Celil Timur, Muharrem Otu

Sporcuları kutlar başarılarının devamını dileriz.

FEDERASYON TEMSİLCİLİĞİ

KAÇKAR DAĞCILIK KULÜBÜ MARSİS (3356) FAALİYETİ

0

         Kaçkar Dağcılık Kulübü  29-30 temmuz tarihlerinde Marsis (3356) zirvesini Erdoğan Güler rehberliğinde Ali Bayraktar,Birol Buldur , Bilkutay Yılmaz, Çiğdem Yılmaz, Reyhan Kutluata Turgay Güler başarı ile tamamlamıştır.

Kulüp yönetimini ve sporcuları tebrik eder başarılarının devamını dileriz.

FEDERASYON TEMSİLCİLİĞİ

 

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

0

Ebedi rehberimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına bağımsız bir vatan bıraktıkları için minnettarız…

BALIKESİR DAĞCILIK ARAMA KURTARMA İHT.KULÜBÜ 5.BALDAK KAZDAĞLARI ŞENLİĞİ

0
BALDAK.5. KAZDAĞLARI DAĞCILIK ŞENLİĞİ 12-13 EKİM 2019
12.10.2019 12 ekim günü gelecekler için
15:00 güre iskele ADD alanında buluşma  ( edremit  ile güre arasında her 10 dk araç mevcuttur)
16:00 açılış töreni
16:30 kavurmacılar a hareket belediye araç
17:00 kampın kurulması
18:30 akşam yemeği ikramdır
19:00 grup liderleri ile bilgilendirme toplantısı
21:30 Kesin sessizlik
13.10.2019 05:00 etkinliğin başlaması
200 metre den  1800 metreye çıkış
11:00 Zirveye varış , toplu foto çekimi
12:00 zirveden inişin başlaması
17:00 kamp alanına varış ve kampın toplanması
18:00 Etkinlik sonu, Edremit otogara ulaşım belediye araç
11 ekim akşamı yola çıkıp kendi aracı ile gelecekler için
12.10.2019 06:00 güre iskele de buluşma kahvaltı ve kavurmacılar da  kampın kurulması
07:00 Gürleyik şelalesine hareket(kendi araçlarınız ile)
07:30 Etkinliğin başlaması
15:00 Etkinlik sonu açılış törenine veya kamp alanına hareket
16:00 güre de açılış törenine katılmak
baldakbalikesir@gmail.com
Kulüp telefon               0266 244 50 66
Başkan Naim TARACAR  0532 437 81 42

GABEDAK DAĞCILIK KULÜBÜ KAZBEK FAALİYETİ

0
Değerli arkadaşlar

Gabedak kulübü üyesi Muharrem Otu ve Kaçkar dağcılık üyesi Zeki Gül ile birlikte Gürcistan Kazbek 5057 m.dağ tırmanışını başarı ile tamamlamışlardır…her iki sporcumuzu kutlar başarılarının devamını dileriz.

GABEDAK DAĞCILIK KULÜBÜ
X